Nasıl iş aranmamalı?

Merhaba,

Kulağı biraz tersten tutayım ve nasıl aramalı değil; "nasıl iş aranmamalı" konusu hakkında birkaç şey karalayayım dedim. Bunları uygulayanların olumsuz olan blog konu başlığı karşılığında olumlu dönüşler alacağını düşünüyorum.

İş aramak, gerçekten bir işte çalışmak gibi olmalı ve bu ciddiyetle konuya yaklaşılarak hareket edilmeli. Yapılan her çabanın sonucu şansa bırakılmamalıdır.

Haydi bazılarına bakalım:

• "Nasılsa çalışmıyorum" denilerek sabahları geç kalkarak iş aranmamalıdır: Erken kalkan gerçekten erken yol alıyor. Burada ünlü iş adamlarının dediği gibi sabah 4.30'da, 5.00'te kalkmaktan bahsetmiyoruz. Erken kalkıp dinçleşerek ve hızlı - güzel bir kahvaltıyla her gün iş aramaya başlanmalıdır.

• Özgeçmişler güncel olmayan halde, devrik cümleli, yetkinlikleri tam olarak anlatmayan halde bırakılarak iş aranmamalıdır: Özgeçmişiniz aynanız gibidir. Devrik cümleli, açık olmayan ifadeler kişinin elenmesine sebep olur. Özgeçmişinizde yer alan e-mail adresinizin kalitesiz duruşu dahi kötü bir izlenim oluşturur; e-mail adresi sebebiyle aranmaktan vazgeçilen adaylara şahit olunmuştur: "loverboy_34_61@xxxx.com" gibi bir mail adrese sahip birisinin bu adresini özgeçmişine yazarak alacağı risk gibi... Kariyer sitelerinde, Linkedin'de ve ayrı olarak word dosyasında tuttuğunuz bir özgeçmişiniz olmalı, bu yerdeki özgeçmişleriniz birbirleriyle çelişmemelidir. Ancak başvuracağınız pozisyona göre özgeçmişlerinizi şekillendirebilirsiniz.

• Sadece Türkçe bir özgeçmiş hazırlayarak iş aranmamalıdır: Gireceğiniz bölümde İngilizce gerekmese bile belki yabancı bir şirkette İngilizce'ye gerek duyulmayan bir bölümde çalışacaksınız ve buraya başvurmanız gerekecek. Son anda "İngilizce özgeçmişinizi de gönderir misiniz?" talebi karşısında sıkışmamak ve strese girmemek için İngilizce özgeçmişinizi de her zaman hazır ve güncel tutmalısınız.

• İş aranan dönemde sadece iş aramayla vakit geçirerek iş aranmamalıdır: İş aradığınız ve hızlıca iş bulunması umulan bu dönem aslında bir nevi sizin değerlendirebileceğiniz fırsatlar için şansınız olabilir, bu nedenle gireceğiniz veya girmek istediğiniz yerde sizi öne çıkartabilecek yeni yetkinlikler ciddi anlamda işinize yarayacaktır. Örnek olarak Pazarlama, dijital pazarlama ve sosyal medya, e-ticaret alanında çalışıyorsanız bu alanda katılacağınız online kurslar (Google Analytics, Google Ads, SEO, SEM, E-Ticarette Yenilikler, Sosyal Medya Yönetimi, Medya Planlama, Kampanya Yönetimi) belki de sizi istediğinizden daha iyi bir pozisyona taşıyacaktır. Gireceğiniz işte taşımasa bile bir sonraki işinizde taşıyıp taşımayacağınızı bilemezsiniz, bu nedenle işi şansa bırakmamalı.

• İşin ayağa geleceğini düşünerek iş aranmamalıdır: Yeni mezun olan bazı kardeşlerimizle yayınlanan ve başvurmalarını istediğimiz iş ilanları paylaşınca bir hafta sonra dahi o ilana başvurmadıkları ya da e-mail adresini verdiğimiz yetkili, adaydan özgeçmiş beklediği halde adayların özgeçmişlerini (öneren kişiye haber de vermeden) göndermediklerine üzülerek ve şaşırarak şahit olmaktayız. Aracı olmak ve fayda sağlamak için bu işi adaya öneren kişiyi de çok zor durumda bırakmaktadır. Bu nedenle ciddiyeti ve karşınızdaki kişiye olan sorumluluğunuzu da ön planda tutmak hem iş hayatında hem de özel hayatta kişilere fayda sağlayabilecektir.

• Tanıdıklara, aile üyelerine güvenerek iş aranmamalıdır: Belki bir söz vardır bilirsiniz; "el elin eşeğini türkü çağırarak arar". Gerçek hayatta ne yazık ki böyle, bunu ya deneyimleyerek anlıyorsunuz ya da önceden böyle olacağını düşünerek beklentiyi düşürüyorsunuz. Öncelikle, hiç kimse sizin kadar sizi düşünmez. Siz kendinizi düşünmezseniz kimse de çok fazla size üzülmez. Bu doğrultuda ciddi hayal kırıklıkları yaşamamak için tüm kudreti kendinizde toplamalısınız. Yeni mezun kişilerden "kolaydı" yanıtları duymak zor değil ancak unutulmamalıdır ki herkes yeni mezundu ve herkes tanıdıkla işe girmedi; önemli olan sadece "yeni mezun" title'ına sahip olmamak adına deneyim kısımlarını doldurmak için ne gibi aksiyonlar alındığı (staj, ücretsiz çalışma, bir sivil toplum kuruluşuna destek verme) ve ne gibi eğitimlere katıldığınız, yabancı dile ne kadar eğildiğiniz, boş zamanlarınızda neler yaparak gireceğiniz işe katkınızı ne şekilde arttırdığınızdır.

• Güçlü ve güçlendirilmesi gereken yönlerin bilinmeden, daha kişi tarafından dahi keşfetmeden iş aranmamalı: Güçlü ve zayıf yanlar mutlaka iş görüşmelerinde sorulmaktadır. Aslında bu sorular geçiştirilmesi gereken sorular değil karşı tarafta iyi izlenim bırakmak için de birer fırsattır. Zaten bu sorular sorulacağı için sorunun cevabını görüşme anında düşünmektense bu özelliklerin farkında olunarak hareket etmeli, kariyer ve hayat bunlardan güç alarak şekillendirilmelidir.

• Başvurulmak istenen şirket yeterince araştırılmadan başvuru yapılarak iş aranmamalıdır: Belki hiç sevilmeyecek bir ortama girilecek (bu konuda çok araştırılırsa da bazen böyle bir ortamın içine düşülmekte ancak riski en aza indirmek için araştırmaya değer), belki şirket düzenli maaş ödemesi yapmıyor, belki adaya ters gelecek bir düzende iş yapış şekilleri var, belki Beylikdüzü'ndesiniz iş ise Anadolu Yakası'nda... Yeterince araştırmak iyidir, zaman kaybını önler.

• Mülakat hazırlığı yapmadan iş aranmamalıdır ve iş görüşmesine girilmemelidir: Bu konuda deneyimli olanlar dahi mutlaka hazırlık yapıyor ancak mülakat deneyimi yoksa mutlaka bu konuda ücretli-ücretsiz profesyonel bir destek alınabilir veya iş hayatında bu alanda deneyimli kişilerden ricada bulunulabilir. Herkes yüzlerce kişiye bu alanda destek veremez ama herkesin bir kişiye destek olabileceği düşünülürse ricada bulunmaktan bir şey kaybedilmeyecektir.

• Sadece bir iş bulma sitesine odaklanarak iş aranmamalıdır: kariyer.net, yenibiris.com, secretcv.com, Linkedin vb. birçok iş bulma web sitesi var. Her birinde birbirinden farklı kalitede ilanlar olabiliyor. Bir bakmışsınız ki çok girmediğiniz bir kariyer sitesinde size çok daha uygun bir pozisyon var ve oraya girmişsiniz...

• Kapı kapı dolaşmaktan çekinerek iş aranmamalıdır: Kimse profesyonel olduğu bir alanda fayda sağlayacak bir kişinin kendisine ulaşmasını ayıplamaz. Bazı işe alım firmalarında ya da şirketlerin İK bölümlerinde çalışan kişilere ulaşıldığında, herhangi bir tepki, dönüş, yaşam varlığına ilişkin bir işaret alınamayabiliyor ancak bu başvuru yapan ya da iletişime geçenle alakalı bir problem değil.

• Sosyal medyayı kötü kullanarak iş aranmamalıdır: Öncelikle bu kişisel yorumum ve düşüncemdir. İşverenler ve iş yerleri, mülakat akabinde kişilerin sosyal medya hesaplarına bakarak orada yazdıklarından önemli çıkarımlarda bulunmaktadır. Bu nedenle küfürlü, siyasi (siyasi yazı kötü bir şey değildir sadece eğer iş görüşmesi yaptığınız yer karşıt görüşten ise ve farklı görüşe sahip kişiler konusunda profesyonel bakış açısına sahip değilse) ve fanatik taraftar yazılarını hoş karşılanmayabilecektir. Yazılanlar elbette kişisel düşüncelerdir ancak işi kaçırmaya gerçekten değer mi?

• İlk başta çok büyük beklentilere girerek iş aranmamalıdır: Yeni mezun olup deneyim de çok fazla yoksa girilecek işte bir süre çok kazanılmaması kabul edilebilir bir durum olmalıdır. Kazanırsanız ne kadar güzel ancak bu mümkün değilse en büyük kazanç, istenilen alandaki deneyimin artması olacaktır.

• Olumsuz cevaplara hazır olmadan iş aranmamalıdır: Her başvurulan yerin olumlu olması mümkün değil; bu sadece başvuranla ilgili bir konu da olmayacaktır. Firma için adayın özellikleri fazladır ya da şu an özelinde firmanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değildir (bu ömür boyu özelliklere gelinemeyecek demek olmuyor). Bu doğrultuda moral ve motivasyonun bozulmasına izin vermeden yola devam edilmelidir.

• Sadece bir firmayla görüşmeye "bel bağlayıp" iş aranmamalıdır: Görüşme harika gidiyor olabilir, birinci, ikinci görüşme harika geçmiş olabilir. İstenilen maaşa başlarda ses edilmeyip 3. görüşmede "bu maaş bizim için fazla" dediklerinde görüşme olumsuz sonuçlanabilir. Bu nedenle bir firmaya bağlı olmadan birkaç görüşmeyi aynı anda devam ettirmek şansı arttıracaktır.

Herkesin gönlündeki ve severek yapacağı işi bulmasını dilerim.

Sevgiler.